“Fatih’ten Portreler” etkinliğinde 17. Osmanlı Padişahı 4. Murad döneminde yaşayan Bekri Mustafa hakkında anlatılan fıkralar ve hikayeler ele alındı.
Fatih Belediyesinin ev sahipliğinde başlatılan “Fatih’ten Portreler” etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen “Fatih’in Sıradışı Siması: Bekri Mustafa” başlıklı söyleşi, belediyenin sosyal medya hesaplarında yayınlandı.
Söyleşiye konuk olan İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Emeksiz, yüksek lisans tezi çalışmaları sırasında İstanbul halk edebiyatıyla ilgili araştırmalar yaptığını ve İstanbul aydınlarının fıkra tipleri denebilecek tiplerle ilgili yeterli çalışmanın bulunmadığını tespit ettiğini anlattı.
Halk kültürünün, meddahlar, karagözcüler ve mukallitlerin sarayla bağlantısını gösterebilecek bir çalışma niyetiyle yola çıktığını dile getiren Emeksiz, “Himmetzade takma adıyla yazan bir kişinin Bekri Mustafa latifelerini toplamış olduğunu gördüm. Onun Arap harfleriyle yazılı metnini Türkiye Türkçesi’nin Latin harfli şekline getirip bir de incelemeyle yayınlamaya çalıştım.” diye konuştu.
Bekri Mustafa’nın gerçekten yaşamış bir şahıs olduğunun altını çizen Emeksiz, şunları söyledi:
“Hayatına dair belgelere bağlı çok fazla bilgi mevcut değil. Çok güçlü bir biyografisini, hayat hikayesini kuracak kadar bilgi yok. Bekri Mustafa, Sultan 4. Murad devrinde yaşamış ve fıkralardan gördüğümüz kadarıyla onunla önemli ilgisi olmuş bir şahıs. Fıkranın yapı organizasyonundaki tezattan söz etmiştik, aslında o Bekri Mustafa’nın daha adından başlayarak hayatına ve fıkralarına sirayet etmiş ve oradan yansımasını okuyabildiğimiz bir alan oluşturuyor.”
Emeksiz, tarihi kişilik olarak, kuru akademik bilgiyle anlatılan 4. Murad ile Bekri Mustafa’nın fıkralarında bahsi geçen edebiyatın 4. Murad’ının birbirinden çok farklı olduğunu söyledi.
Hem Batılı kaynakların hem de Türkistan kaynaklarının verdiği bilgilere göre Bekri Mustafa’nın 4. Murad’ın müsahiplerinden yani sohbet arkadaşlarından olduğunun anlaşıldığını kaydeden Emeksiz, Sultan 4. Murad’ın fıkralarda daha sevecen ve insani tarafıyla ele alındığı bilgisini verdi.
“Fıkralarda üç temel unsurun öne çıkar”
Bekri Mustafa’nın fıkralarından yola çıkarak, mizahi olan gülme kategorisinde değerlendirilebilen fıkralara ilişkin değerlendirmede bulunan Emeksiz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fıkralar iki kademeli gibidir. Diyaloglar vardır, bu diyalogların varlığı da aktif dinlemeyi ve zihinde dramatizasyonu sağlayan bir unsurdur. İşleyiş olarak karşıda bir dinleyici olmadığında, tepki göstermediğinde çok güçlü anlatmaya devam edemeyebiliriz. Fıkralar bu diyalog yapısıyla ve karşılıklı konuşma ifadeleriyle, bir pinpon maçında gözün topu takip etmek durumunda kaldığı gibi, zihni oradaki geçişleri ve tarafları takip etme durumunda bırakır.”
Fıkralarda tezat yani zıtlıklar, mübalağa yani abartma ve sürpriz yani şaşırtma olmak üzere üç temel unsurun öne çıktığını vurgulayan Emeksiz, fıkralara farklı tanımların getirilebileceğini, herkesi aynı şekilde olmasa da fıkraların dinleyicileri güldürebildiğini ve düşündürebildiğini ifade etti.
Gülmenin insana özgü bir şey olduğunu ve fıkraların herkeste farklı derecelerde etkileyeceğini belirten Emeksiz, şunları ekledi:
“Biz ilk defa duyduğumuz bir fıkraya veya komik olan ilk defa gördüğümüz bir duruma, olaya, olguya gülme tepkisi verebiliriz, gülebiliriz. Ama aynı fıkra, aynı bilgi bize tekrar edildiğinde yani biz onu öğrendiğimizde bizim için o sürpriz kısmı, şaşırtma kısmı yok olmuş olacak. Çünkü benim için o yeni değil, benim duyduğum bildiğim bir şey. Artık benim için o, tekrara düştükten sonra gülme fonksiyonunu kaybetmiş olabilecek.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Ahmet Esad Şani
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.